Entelektüel Kapasiteyi Yönetmek

05 Mart 2022 Cumartesi

Diğer Köşe Yazıları

İşletmeler için olmazsa olmaz “yol haritası”dır. Tabi haritadan kastedilen tüm detaylarıyla düşünülmüş bütünsel bakışı içeren bir plandır. Nereye gideceğini bilmeyen, izleyeceği alternatif yolları içeren bir planı olmayan işletme rüzgarda savrulan bir yelkenli gibidir. Kıyıya yanaşıp yanaşamayacağını dış çevredeki koşullar belirler. Halbuki dış çevre ile mücadele eden bir kaptan dümene geçtiğinde seyir değişir. Yelkenli harita üzerindeki rotasına geri döner ve istikametini hedeflerine göre ayarlar.

İşletmelerde yönetim kadrosunca veya topyekûn katılımla planlar yapılır. Ancak, planlar tek başına ne ifade edebilir ki? Hiç. Planlar ancak işletmenin entelektüel kapasitesi operasyonel olarak da devreye girdiğinde anlam bulurlar.

Peki nedir entelektüel kapasite? Ya da işletmenin entelektüel kapasitesi olur mu? Bu sorulara sırasıyla yanıt verecek olursak; birincisi entelektüel kelimesi bilgi ve birikimi ifade etmektedir. Bununla birlikte, entelektüel insan ise konusunda tahsilli olan birikimli insana denir. Geçmişte münevver ifadesi bilgili kişiye denilirdi. İşletmenin entelektüel kapasitesi ise bu birikimli yetkin insanlardan oluşur. Çalışanların konularındaki yetkinlikleri toplamda işletmenin faaliyet alanındaki yetkinliğini oluşturur. Dolayısıyla bu entelektüel kapasiteyi yönetmek önemlidir ve öğrenilmelidir.

Entelektüel kapasiteyi yönetmek için en önemli araçlardan birisi de bireysel performans yönetim sistemidir. Bir işletme stratejik planında açıkladığı misyonu doğrultusunda vizyonuna ilerlemeye çalışırken bir yandan da değerlerinden kopmadan hareket eder.  Peki ama kim bu işletme dediğimiz. Esasında işletmenin ruhu onun çalışanları, paydaşları, yönetimi, hissedarı, katma değer sağlayan herkestir. Mesela, bir işletme ben çevreci bir şirketim diye deklare etmekle çevreci olabiliyor mu? Veya yenilikçi bir şirketim diyerek yenilikçi olabiliyor mu? Elbette hayır.

Çalışanları şirketin hedeflerine ne kadar sahip çıkarsa, çalışanlar şirketin değerlerine ne kadar sahip olursa şirket de o ölçüde çevreci olabiliyor veya yenilikçi davranabiliyor. Veyahut hedefleri doğrultusunda ilerleme imkanı buluyor.

Biliyoruz ki işletmelerde insan faktörü kurulan “mükemmel” sistemleri batırabilir veya aksine göğe de çıkarabilir. O halde insanı, yani sahip olduğumuz entelektüel sermayeyi nasıl yönetebiliriz? Bireysel performans yönetim sistemi bunun için var. Bireysel performans yönetim sistemi bir işin hakkıyla yerine getirilebilmesi için kişinin gerekli olan bilgiye, beceriye ve tutuma sahip olmasını ele alır. Bunu yetkinlik olarak tanımlar. Yetkinliği yönetmenize imkan verir.

Peki, yetkinlik nasıl yönetilebilir? Bireysel performans yönetim sistemi yetkinliği tanımlamakla kalmaz. Aynı zamanda, insanın bu yetkinliklere sahip olmakla birlikte yetkinliğini işine ne derecede yansıttığını da takip eder. Ölçmeye imkan verir ve geri bildirimlerle kişinin gelişimine destek olur. Dolayısıyla doğru kurulmuş bir bireysel performans yönetim sistemi ile işletmeler hedefleri doğrultusunda insan kaynağını verimli ve etkin bir biçimde yönetme şansına sahip olur.

Unutulmamalıdır ki; kavramsal olarak tasarlanmış bir bireysel performans sistemini sürdürülebilir kılmak adına yazılım altyapısıyla dinamik bir yönetim aracına dönüştürmek kalıcı başarı getirir. Bu şekilde geliştirdiğimiz bir altyapı insan kaynağının niteliğini geliştirmeye ve dolayısıyla işletmenizin daha yüksek katma değer oluşturmasına imkan tanıyacaktır. Kazan - kazan yaklaşımına sahip işletmeler bu yönetim sistemi altyapısını kurduğunda günün sonunda iki kere kazandıklarını göreceklerdir.

Bu sistemle çalışanlar kendilerini geliştirerek kariyerlerine yatırım yapar ve kazanır. İşletmeler ise hem hedeflerine ulaşarak kazanır hem de nitelikli çalışanlara sahip olmanın şirket değerini arttırmasıyla kazanır. Sonuçta işletmeniz iki kez kazanır. O halde etkin olabilmek için doğru araçlarla yönetim sağlanmalı.

HABER HAKKINDA YORUMLAR
TİMDER Kurucu Üyesidir.