09 Ekim 2023
Son 20 yılda, düşük faizli bol para piyasasında; cirolarımızı, satış miktarlarımızı, varlıklarımızı artırdık, ürün gamımızı, lojistik ve satış ağlarımızı genişlettik yani kısaca şirketlerimizi büyüttük. Kazandığımızı işimize yatırdık daha da büyüdük, yatırımlarımızı çeşitlendirdik. Neredeyse her girişimin karşılığını bulduğu altın bir çağı yaşadık. Tüm bu gelişmeler yaşanırken de kerametin kendimizde, şirketimizde veya sektörümüzde olduğuna inandık. Bu döneme birkaç kriz de sığdırdık ancak güçlü ekonomimiz ve doğru politikalarla hepsini büyük zararlar almadan, kısa sürede atlatmayı başardık ve tüm krizlerin sonunda hızlıca normale döndük. Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın, bu refah döneminde yüksek birikimler, bol seyahatler, lüks alışverişlerle yaşam kalitemizi arttırdık.
“Enflasyon yeniden hayatımızın bir parçası haline geldi.”
Ardından 100 yılda bir yaşanabilecek pandemi felaketiyle yüzleşmek zorunda kaldık. Önce sağlığımız için endişe etmeye başladık, evlere kapandık, sevdiklerimizi koruma altına almayı önceliğimiz saydık. Pandemide de parasal genişleme ve büyüme devam etti! Pandemi sonrasında ekonomimize olan etkileri kendini göstermeye başladı. Ekonomide dalgalanmalar, kur artışları yaşanmaya başladı, enflasyon yeniden hayatımızın bir parçası haline geldi. Yüksek faizli, sıkıştırılmış para piyasasına geçmek zorunda kaldık.
Enflasyonist dönemi atlatmak biraz zaman alacak, sahip olduğumuz tüm kerametler yetersiz kalacak. Verimli çalışmayı öğrenmek zorunda kalacağız.
Peki düşük faizli bol para piyasasından, yüksek faizli sıkılaştırılmış para piyasasına geçişte neler yapacağız?
• Sermayemizi güçlendireceğiz.
• Nakit akışımızı iyileştirici adımlar atacağız.
• Duran varlıklarımızdan atıl veya verimliliği düşük olanları satacağız.
• Stok devir hızımızı artıracağız.
• Sabit giderlerimizin verimliliğini artıracağız.
• Değişken giderlerimizin verimliliğini artıracağız.
• Personel verimliliğini artıracağız.
• Dijitalleşmemizi geliştirip yapay zekaya geçeceğiz.
• Tedarikçilerimizin verimliliğini artıracağız.
• Ürün kârlılıklarını artıracağız.
• Müşteri verimliliğini artıracağız.
• Pazarlama ve satış aktivitelerimizin verimliliğini artıracağız.
• Tüm giderlerimizin verimliliğini artıracağız.
• Zorunlu ihtiyaçlar dışında harcama yapmayacağız.
• Birikim & seyahat gibi yüksek bütçeli ödüllere ara vereceğiz.
• Fayda analizi yapamadığımız harcamalardan kaçınacağız.
• Üreticiler toptancılarını, toptancılar da alt bayilerini daha fazla destekleyecek.
Pandemiyi atlatmamız kadar kısa sürmeyecek olsa da enflasyonu da atlatacağız elbet. Toplum olarak zorlu bir sürece hazırlanmalı ve 2001 veya 2009 krizleri gibi kısa sürede düzelmeyeceği kabulü ile yola çıkmalıyız. Krizlerden edindiğimiz tecrübeler, bu zorlu süreçte en büyük avantajımız olacak. Sonrasında her şirketin bugüne kadar izlediği yolu gözden geçirmesi, mevcut durum için yeni yollar belirlemesi ve hızlı hareket edebilme kabiliyetini geliştirmesi gerekecek. Neredeyse her girişimin karşılığını bulduğu altın çağa ara verdiğimiz için yeni girişimlerin risklerinin yüksek olacağı bir dönemi yaşayacağız. Yeterli sermayeyle doğru işler yapanların, verimliliği sağlayabilenlerin kazanacağı, birçok işletmenin zor sınavlarla karşılaşacağı bu dönemde tüm paydaşlarımızın yolunun açık olmasını diliyorum.