Bireysel İş Uyuşmazlıkları ve Sendikalaşma

17 Mart 2016

Sanayinin gelişmesi iş uyuşmazlıklarının sayısını artmıştır. Bu artışın temel nedenleri, mevzuat ve uygulamadaki sorunlardır. Uluslararası rekabetin giderek artan olumsuz etkileri, işsizlikteki artış ve kayıt dışına karşı önlemlerin yetersiz kalmasının sendikalaşma üzerindeki olumsuz etkisi, toplu iş sözleşmelerinin azalmasına yol açmış, bu burum bireysel iş uyuşmazlıklarının sayısında artışa yol açmıştır.

Sendika üye sayısında meydana gelen düşüşler, işçinin haklarını koruyacak bir kuruluşun bulunmamasına ve bu nedenle örgütlü biçimde işveren karşısına çıkamamalarına yol açmaktadır. Böylece işveren karşısında güçsüz konumda kalan ve çalışırken yasada öngörülen haklarını alamamış olan işçiler, işten çeşitli nedenlerle ayrıldıktan sonra yargıya başvurmaktadırlar.

Kişisel (bireysel) iş uyuşmazlıklarının sayısında her geçen gün artış olmaktadır. Aslında iş uyuşmazlıklarında erken çözüm konunun can damarıdır. Haklarına kısa sürede kavuşamayan işçi topluma karşı da bir isyan içine girmektedir. Çalışma yaşamının sıkıntısız biçimde sürmesi haksızlıkların bir an önce sona erdirilmesiyle yakından ilgilidir.  Bireysel iş uyuşmazlıklarının çözümü ve işçilerin haklarına kısa sürede kavuşabilmesi çalışma yaşamında en önemli sorunlardan biridir.

Bugünkü tabloya bakarsak, iş uyuşmazlıklarının artması ve bunların iş mahkemelerinde davalara dönüşmesi iş davalarına bakan mahkemelerin ve bu mahkemelerin denetim yeri olan Yargıtay’da bulunan dava dairelerinin sayısında artışlara yol açmıştır. Ancak bu gelişmeler yetersiz kalmaktadır. Yargılama süreci uzamakta ve bu uyuşmazlıklar yasalarda yer alan sürelerde çözülememektedir. İşçilerin haklarına kavuşabilmeleri böylece çok uzun süreler almaktadır.

Bu sürelerin uzaması yargılama usulü ve esası bakımından kendi içinde sorunlara da neden olmaktadır. Aynı konuda farklı yargı kararlarına artık sıkça rastlanmaktadır. Bu ise bir güven sorunu oluşturmaktadır.

İş uyuşmazlıklarında süratin önemli olduğunu vurguladık. Bu mevcut birikimin ortadan kaldırılması bakımından önemlidir.

İkinci olarak konuya çözüm getirebilmek için bu uyuşmazlıklarda hakem veya hakem heyetlerinin arabulucu olarak sisteme dahil edilmesi üzerinde çalışmalar ve fikirler ileri sürülmektedir. Bizim çalışma yaşamı sistemimizde de bir zamanlar hakem heyeti uygulaması yapılmıştır ve iş mahkemelerinde de çözümü kısaltacak bazı düzenlemeler yapılmasına karşın bu sistem Anayasa Mahkemesinden dönmüştü.

On yıl içinde iş mahkemelerine yapılan başvuru sayısı yüzde yüzün üzerinde artış göstermiştir. Bu durumda ortalama dava gününde de artış vardır.

Konuyu bu bağlamda çözmek için, yani mahkeme sayısında artış, arabulucu heyetleri oluşturarak yarı yargısal düzenlemeler yapmak, mevcut yargı sisteminde ihtisaslaşmaya gitmek gibi düzenlemeler yapılabilir.

Ancak işin en önemli yanı sendikalaşmanın önündeki hukuksal ve psikolojik engellerin kaldırılmasıdır. Demokratik bir yapı isteniyorsa eğer örgütlenme bunun temel taşıdır. Örgütlenmenin can alıcı kesimi ise sendikal örgütlenmedir. Önemli bir sosyal diyalog düzenidir. Ekonomik bakımdan da sosyal diyaloga açık bir düzenleme şekli toplu iş hukuku düzenlemeleridir. Bugünkü hali ile sendikalaşma topluma çok uzaktır. Bireysel iş hukuku toplu iş hukuku düzenlemelerine yardımcı bir unsur olamamaktadır. Yetersiz kalmaktadır.

Toplu iş hukukunun etkin şekilde işlemesi örgütlü bir yapıyı mümkün kılacağından bireysel iş uyuşmazlıkları da bu oranda ortadan kalkacak ve sorunların yarattığı her türlü toplumsal maliyet maddi ve manevi olarak çok aza inecektir.

YAZI HAKKINDA YORUMLAR
TİMDER Kurucu Üyesidir.