31 Ağustos 2015
Asgari ücret yasal tanımına göre, çalışma yaşamında, işveren tarafından ödenmesi gerekli en az ücrettir. Tüm ülkeler ILO (uluslararası Çalışma Örgütü) öncülüğünde, bu örgüt tarafından çıkarılmış bir uluslararası sözleşmeye dayanarak asgari ücret uygulamasına geçmişlerdir.
Asgari ücretin işsizliğe neden olduğu, rekabeti önleyici bir düzenleme olduğunu savunanlar ile birlikte, asgari ücretin çalışanın temel yaşam standardını belirleyen, insanın yaşamı için en az geliri belirleyen ve işçinin korunmasını sağlayan bir mekanizma olduğunu görüşü hakimdir.
Ülkemizde asgari ücret devlet, işçi ve işveren temsilcileri tarafından tespit edilir. Bu düzenleme bir Yönetmelik içeriğine göre yapılır. Sözde bir komisyon asgari ücreti tespit eder. Ancak bu komisyonun üçte biri devlet yani bürokrasi, diğer üçte biri ise işverenler tarafından oluşturulur. Kalan üçte bir ise Türk İş temsilcilerinden oluşur. Bu yapı elbette devletin dediğinin olduğu bir yapıdır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı değiştirilmelidir. Komisyon eşit ve katılımcı olmalıdır. Komisyonda yalnızca ‘en büyük işçi konfederasyonu değil, bütün konfederasyonlar temsil edilmeli ve çalışmalara eşit şekilde katılmalıdırlar’. Komisyon ayrıca, ekonomik şartları göz önünde bulundurmalıdır.
Asgari ücret, çalışan herkese iyi bir yaşam sağlayabilecek düzeyde olmalıdır.
Onlarca yıldır tespit edilen asgari ücret hep hedeflenen enflasyon civarında olmuş bu öneriler de hep devlet kesiminden gelmiş ve kabul edilmiştir. Asgari ücretin tespiti için bir yönetmelikten söz etmiştik. Bu yönetmelikte tespit için öngörülen hesaplama mekanizması aynen uygulansa tespit edilmiş olan asgari ücretlerin çok üzerinde miktarlar ortaya çıkardı.
Asgari ücret tanımında işçinin ailesiyle birlikte en az seviyede geçinmesi için gerekli ücretten söz edilmektedir. Böyle olmasına karşın, asgari ücret sadece tek başına işçi ele alınarak tespit edilmektedir. Belirlenen bu tutar içinde çocuk ve eş için gerekli miktar yoktur.
Öte yandan eğer bu en düşük düzeyde bir geçim için gerekli miktar ise bu miktardan gelir vergisi kesilmesi ne anlama gelmektedir? Yetmezmiş gibi bir de sosyal sigorta primi kesilmektedir.
Gelir vergisi ve sosyal sigorta primi kesilmesi uygulamasına son verilmelidir.
Buda son zamanlarda üzerine çok tartışma oluşturan asgari ücret tutarının düzenlemesinde çnemşi bir katkı sağlayacağı açıktır.
Asgari ücretin kendiliğinden hesaplanması şeklinde bir yöntem uygulanabilir. Enflasyon, gelişme hızı ve uygun görülecek diğer düzenlemeler de sisteme eklenerek gerçekçi bir hesaplama yöntemi bulunabilir ve asgari ücret tespiti baskılardan uzaklaştırılabilir.