Ekonominin Nabzı

Ekonominin Nabzı

19 Haziran 2018

2018 yılının ilk çeyrek dönemi ile Nisan ayının ilk yarısında yaşanan gelişmeler, yakın gelecek ve orta vade açısından iyi şeyler söylemiyor. Belirsizlik ve kırılganlık yönündeki algılar güçlenirken, beklentilerin olumsuzlaştığı ve güvensizliğin daha belirleyici hale geldiği gözleniyor. Ocak ayının sonunda iyimser senaryoların etkisinin tükenmesi ile birlikte uzun süredir tozlu raflarda bekletilen ağırlaşmış sorunların gündem olmaya başlaması, gerginliklerin tırmanışa geçmesine neden oluyor. Küresel, bölgesel ve ulusal ekonomik eğilimler bu durumdan fazlası ile etkileniyor!

Dolar faizlerine ilişkin endişelerin güçlenmesi ve iyimser senaryoların umulan risk alma iştahını yaratamaması nedeniyle, Ocak ayı sonunda sert finansal sarsıntılara tanık olduk. Devamında ise küresel kutuplaşmanın tarafları arasındaki gerginliğin kademeli olarak yükseltilişini gözledik. ABD liderliğindeki Batı saldırgan bir tavırla, Rusya ve Çin’in sabırlarını zorlayarak geri adım attırmaya ve güç kaybını telafi etmeye çalıştı; eşdeğer misillemeler ise gerginliklerin tırmanmasına sebep oldu ve eğilimlerin kontrolden çıkması olasılığını artırmaya başladı.

Küresel ölçekteki ekonomik ve finansal beklentilerdeki olumsuzlaşmanın telafi edilebilmesi olasılığı önemli ölçüde azaldı. Jeopolitik gerginlikler çok uzun süredir görülmemiş düzeylere tırmandı; Orta Doğu coğrafyasına ilişkin maceracı ve hukuksuz girişimler, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı endişesini güçlendirdi. Sorunların ağırlaşması pahasına günün kurtarılması anlayışının terse dönmesi, geleceğe yönelik güç mücadelesi ve uzlaşılamayacağı bilinen sorunların çözümü adına günün kurtarılmasından uzaklaşılması olasılığı akıl tutulmasını derinleştirdi. Gerginliği tırmandırmayalım diyenlerin tam aksi yöndeki söylemleri kimseyi rahatlatamadı.

Bu gelişmeler, aşırı iyimser senaryolara bağımlı olan Türkiye Ekonomisinde, öncü sarsıntıların ve farklı arayışların sebebi oldu. Korkular ve zaaflar arasında sıkışan ülkemizdeki Siyasi İrade, yukarıda özetlemeye çalıştığımız olumsuzlukları dengeleyecek bir strateji üretemedi ve yalpalamayı sürdürdü; öncelikler konusundaki kararsızlıklarını aşamadı ve beklentilerin daha fazla olumsuzlaşmasına katkı yapma gafletinden kurtulamadı. İyi niyet yeterli olamadı! Farklılaşan küresel koşullar, ekonomik ve siyasi hesapları destekleyen çizgide olamayınca ve tepkisel tavırlar işe yaramayınca, eğilimleri yönlendirebilme şansı azaldı.

Türkiye Ekonomisine ilişkin makroekonomik görünüm algısı, son üç buçuk ay genelinde istikrarlı bir şekilde olumsuzlaştı. Maliyet kökenli enflasyon baskısı gücünü korumaya devam etti ve yılsonu hedefinin yakalanamayacağı beklentisi iyice yaygınlaştı. Artmaya devam eden kaynak sıkıntısı nedeniyle, 2017 yılındaki hormonlu büyümenin sürdürülemeyeceği ve durgunlaşma eğiliminin daha belirleyici olacağı algısı güçlendi. İşsizlik ise yapay zorlamalar sayesinde ilk kez mevsimlik dalgalanma sergilemedi ve % 11 düzeyinin biraz altında dalgalanmaya devam etti.

Seçim kazanmaya yönelik uygulamalar ile küresel koşullar arasındaki büyüyen uyumsuzluk ile ağırlaşmış sorunlar, paranın devir hızının istikrarsızlaşmasında ve finansal piyasa dalgalanmalarında etkili oldu. Maliye politikası konusunda gevşeklik sınırları zorlanırken para politikasındaki etkinlik kaybı devam etti. Finansal kaynak yaratma zorlamaları, sorunun büyümesini önleyemedi. Kaynak sıkıntısı nedeniyle kredi hacmindeki artış hızı yavaşladı; döviz kuru ve faizlerin yükselmesi ile menkul ve gayrı menkul fiyatları üzerindeki olumsuz baskıların artması nedenleriyle bilançolar kısmen yıprandı. Borçluluk konusunda aşırılık sınırlarını zorlamış sektörlerdeki sıkıntı daha ciddi hale geldi; büyük grupların bile borç yapılandırması için bankalarla görüşmeye başladığı gözlendi.

İnşaat sektörü de, bu yazıda aktarmaya çalıştığımız gelişmelerden fazlası ile etkilendi. Bir yandan maliyetlerdeki artış baskısı ve diğer yandan nakit akışlarını bozan satış yetersizliği, mevcut sorunları kısmen taşınamaz hale getirdi. Ülkemizi yönetenlerin çok istemelerine rağmen, şimdilik ihtiyaç duyulan desteği verebilecek bir çözüm üretilemedi. Küresel koşullardaki değişime hazırlıksız ve tedbirsiz yakalanmanın maliyeti, olumlu düşünmeyi zorlaştırdı!

YAZI HAKKINDA YORUMLAR
TİMDER Kurucu Üyesidir.