Görüş

Küresel Tedarik Noktası Olma Konumumuzu Güçlendirebiliriz

09 Nisan 2023

Türkiye’de planlı sanayileşmenin temel taşı olan organize sanayi bölgeleri (OSB), ülkenin dört bir yanında üretim ve ihracata katkıda bulunuyor. Türkiye’de sanayinin gelişmesine katkı sağlamayı ve geri kalmış bölgelerin kalkınmalarını teşvik ederek sanayi yatırımlarını bu bölgelere çekmeyi hedefliyor.

OSB’ler, sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dahilinde yerleştirilmesini ve geliştirilmesini de amaçlıyor.

Ortak idari, teknik ve altyapı hizmetleri sunarak, sanayi işletmelerinin bir arada faaliyet göstermesine zemin hazırlayan OSB’ler, ülke sanayisinin gelişmesi, modernize olması ve dışa açılması yönünde önemli bir görev üstleniyor.

Doluluk oranının %83, tahsis doluluklarınınsa %90 gibi üst seviyelerde olduğu OSB’lerin genelinde 2,8 milyon kişi istihdam ediliyor ve ülkemizdeki sanayi üretiminin yarıya yakınını gerçekleştiriyor.

2002 yılında 138 olan Organize Sanayi Bölgesi sayısı bu sene 379’a yükselirken, o dönemde 12 bin 800 olan fabrika sayısı bugün 74 bin 200’e ulaştı. İnşası süren fabrika sayısı 5 binin üzerinde.

Yeni parsel alanları ve sanayi bölgeleri yatırımları da sürüyor. OSB’lerin toplam alan büyüklüğü 100 bin hektara ulaşırken, sanayi parsel sayısı ise 54 bini geçti.

Bunlara ilaveten ülkemiz 1241 Ar-Ge merkezi, 317 tasarım merkezi, 96 teknopark, 29 endüstri bölgesi ve buralarda çalışan 81 bin kişilik kaliteli istihdamıyla büyümeye büyük destek veriyor.

Türkiye’nin en planlı sanayi alanları olan OSB’ler yatırımcılara birçok avantaj da sunuyor, OSB içinde yapılacak bir yatırım, OSB dışında yapılacak bir yatırıma göre bir alt bölgenin yatırım teşvik avantajlarından faydalanıyor.

Yatırımcılarımıza, gümrük vergisi, kurumlar vergisi, SGK işveren payı desteği, faiz desteği gibi alanlarda avantajlar sunuluyor.

Ayrıca OSB içindeki firmalarımıza emlak vergisi muafiyeti, indirimli arsa tahsisi, harç istisnası gibi teşvikler de var. Bu yatırım avantajlarının yanı sıra, OSB’lerimiz yatırımcılara bürokrasiden uzak, tek durak ofis anlayışı ile hizmet veriyor.

Giderek önem kazanan yeşil dönüşüm konusunda da atık su arıtma tesisleri, yeşil alan oranlarının artırılması, yenilenebilir enerjinin toplamdaki payının artırılması, OSB’lerin kendi enerjilerini üretebilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor.

Geri kazanım ve sıfır atık süreçleri üzerinde çalışılıyor. OSB’lerde arıtılan suların yeşil alan sulamalarında kullanılması planlanıyor.

Ülkemizin 2053 yılında karbon nötr olma hedefine ulaşma kapsamında özellikle yenilenebilir enerji yatırımları daha çok önem kazandı.

Bu çerçevede OSB’lerimizdeki yenilenebilir enerji yatırımları da artıyor. Halihazırda OSB’lerimizdeki yenilenebilir yatırımlarının kapasitesi bin 282 MW’a ulaştı. Bu kapasitenin 2030 yılına kadar iki katına çıkarılması hedefleniyor.

Öte yandan bütün dünyada gıdayla ilgili endişelerin arttığı bu dönemde, tarıma dayalı ihtisas OSB’lerimiz ülkemizin önünde bir fırsat olarak duruyor. Bu yapıyı daha da güçlendirerek, hem yerli ve milli üretimimizi güçlendirebilir hem de ihracatımızı artırabiliriz. Ayrıca tarıma dayalı ihtisas OSB’lerimiz planlı yapılarıyla, güvenilir, hijyenik ve kaliteli gıda üretimi için de son derece kritik öneme sahip.

Covid-19 ile birlikte küresel tedarik zincirlerinin değişimi hızlandı. Tedarik zinciri esnekliğine olan ihtiyaç arttı. Üreticiler esnek tedarik zinciri modellerine yöneldi. Zira tedarik zincirinin tek bir coğrafyaya bağlı olmasının sakıncaları görüldü.

Özellikle ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ekonomiler, alternatif tedarik merkezlerinin arayışına girdi. Tek pazara bağımlılığı azaltıp kaynak çeşitliliğine gitmeye başladılar.

Yine bu çerçevede, önümüzdeki dönemde öne çıkacak trendler olarak; üretimde ve ticarette dijitalleşme ile otomasyonun artması, buna paralel daha fazla kalifiye eleman ihtiyacı ortaya çıkması, esnek ve hızlı tedarik kapasitesinin önem kazanması, yerli ve yurt içi üretime ağırlık verilmesi bekleniyor.

OSB’ler başta olmak üzere sanayiye büyüme alanı açılmasına da ihtiyaç var. Zira genişleme talepleri hayata geçirilmedikçe sanayi arsa fiyatları yükseliyor.

Sanayicinin yatırımı maliyetli hale geliyor, zorlaşıyor. Almanya’nın toplam coğrafi alanının içinde sanayiye ayrılan yer %4 dolayında. İtalya’da bu oran %3. Bizdeyse bu oran %1’i bile bulmuyor.

Sanayi yatırımları için uygun koşullarda arsa üretilmesi ve yatırımcılara sunulması daha önemli hale geliyor. Özellikle tarım dışında kalan verimsiz ve çorak alanların sanayiye ayrılabilmesinin sağlanması gerekiyor.

Türkiye üretim kapasitesi, güçlü insan kaynağı, hızlı sevkiyat performansı ve dinamik girişimci yapısı sayesinde, bu civardaki tüm ülkelerden olumlu yönde ayrışıyor.

Tüm bu avantajlarımızla, OSB’lerimizin sunduğu rekabet avantajlarından da faydalanarak küresel tedarik noktası olma konumumuzu güçlendirebiliriz.

YAZI HAKKINDA YORUMLAR
TİMDER Kurucu Üyesidir.