03 Ağustos 2024
Türkiye geçen yıl 240’tan fazla ülke ve gümrük bölgesine 256 milyar dolar değerinde, 13 bine yakın ürün sattı. 2002 yılında 32 bin olan ihracatçı firma sayımız da 2023’te 140 bine ulaştı. Geçen yıl 39 bin firmamız ilk kez ihracat faaliyetinde bulundu ve 7 milyar dolarlık ihracat gerçekleşmiş oldu.
Türkiye’nin küresel mal ihracatından aldığı pay 2023’te %1,08’e, hizmet ihracatından aldığı pay ise %1,3’e yükselerek tarihinin en yüksek seviyelerine çıktı. Üstelik de bunu, küresel mal ihracatının 2023’te %5 azaldığı bir dönemde gerçekleştirdik. Zayıflayan küresel talep ve asrın felaketi olarak nitelendirilen deprem felaketlerine rağmen başarabildik.
“Tüm sektörlerimiz için ABD hedef pazar olmalıdır.”
Türkiye’nin 4 saatlik uçuş menzili içinde 1,3 milyar nüfus, 28 trilyon dolar milli gelir ve 9 trilyon dolar ithalat hacmi bulunuyor. Tüm bu coğrafyada ortak iş ve yatırım yapılabilecek, tüm bu ülke pazarlarına birlikte giriş yapılabilecek en donanımlı ve tecrübeli iş insanları da Türkiye’de konumlanıyor. ABD ve Avrupa’nın Çin’e alternatif tedarik merkezi arayışları ülkemiz için önemli bir fırsattır. Özellikle Avrupa’ya coğrafi yakınlığımız ve değişen koşullara hızlı adapte olma özelliğimiz buradan gelen talepleri karşılamakta bize avantaj sağlayacaktır. ABD dünyanın en büyük ithalatçısı ve ama bizim aldığımız pay %0.5 bile değil. Çin’den gelen ithal ürün ağırlığını başka ülkelere kaydırmak konusunda da kararlılar ve hemen her şeyi ithal edebiliyorlar. Ama en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında 25. sıradayız. Bu gerçekleri göz önüne aldığımızda tüm sektörlerimiz için ABD hedef pazar olmalıdır.
“Dış ticaret verilerinde görünen ürün ve pazar çeşitliliği, Türkiye’nin zenginliğidir.”
İmalat sanayimizde yüksek teknolojili ürün ihracatı 5 sene önce 6 milyar dolardı. 2023’te 9 milyar doların üzerine çıkıldı. Sahip olduğumuz üretim kabiliyeti de son derece çeşitli. 1995 yılında 1000 kadar ürünü rekabetçi bir biçimde üretebilen Türkiye, 2023’de bu sayıyı 1600’ün üzerine çıkardı. Dış ticaret verilerinde görünen ürün ve pazar çeşitliliği, Türkiye’nin zenginliğidir. Bu topraklarda inşa ettiğimiz iş yapabilme kapasitesinin ve Türk girişimciliğinin gücünün göstergesidir. Yalnızca üretimde değil, pazarlama kabiliyetinde de başarının işaretidir. Mesela tek bir sektörden örnek vereyim. Makine sektöründe rekabetçi biçimde ürettiğimiz ürün sayısı 1995’de 50 civarındaydı, şimdiyse 250’ye yükseldi. Erişilen ülke/pazar sayısı o zaman 60 civarındaydı, şimdiyse 100 civarına ulaştı. Son 30 yılda memleketimizde genişleyen bir kabiliyet havuzu olduğu açık seçik ortadadır. Türkiye ekonomisinin ürün ve pazar çeşitliliği, Türkiye’nin kuvvetli yanıdır.
“Yılda 94 bin tır karnesi düzenliyoruz ve bu açıdan da dünyada 3. sırada yer alıyoruz.”
TOBB olarak, ihracat yapan üyelerimizin devamlı yanında olduk, onları destekledik. Ticaret Bakanlığımız koordinatörlüğünde hayata geçirdiğimiz Menşe ve Dolaşım Belgeleri Otomasyon Sistemi (MEDOS) ile dış ticaretteki evrak işlemlerinin en hızlı şekilde tamamlanmasını sağladık. Eskiden saatler ve hatta günler süren belge onay ve vize işlemleri, dakikalar içinde tamamlanır hale geldi. İhracatçımız, Gümrük İdaresine gitmeden, ofisinde, oturduğu yerde Bakanlık onayını temin edip, ofisindeki bilgisayardan karekodlu onaylı çıktısını alabiliyor, elektronik imza ile güvenli ve hızlı şekilde prosedürleri tamamlıyor. Bu kapsamda yılda 5 milyon adet belgeyi ihracatçı firmalarımıza en hızlı şekilde ulaştırıyor, zaman ve emek tasarrufu yapmalarını sağlıyoruz. Türk tırlarının, yabancı gümrüklerden hızla geçmesi için, onlar adına tır karnesi kefaletini üstleniyoruz. Böylelikle Türkiye ihracatına 25 milyar euro kefalet desteği sağlamış oluyoruz. Yılda 94 bin tır karnesi düzenliyoruz ve bu açıdan da dünyada 3. sırada yer alıyoruz. Yine Ticaret Bakanlığımızın desteği ve koordinasyonunda, ülkemizin tüm önemli kara gümrük kapılarını modernize ettik. İhracattaki artışı işte böyle mümkün kıldık. Modernize ettiğimiz kapılardaki geçiş hacmi katlanarak artarken, bekleme süreleri yarıya düştü. Esasında bu bir kazan-kazan projesine dönüştü. Lojistik maliyetleri azalan firmalarımız kazandı. Bütçesinden bu işlere para harcamayan ve üstelik daha fazla vergi tahsil eden devletimiz kazandı. Üstelik dünyaya da örnek olduk. Yapılan çalışmalar Birleşmiş Milletler tarafından en iyi kamu-özel sektör ortaklığı olarak seçildi ve tüm dünyaya örnek gösterildi.
“Yeni büyüme hikâyemizi tüm dünyaya gösterebilmeliyiz.”
Türkiye, rekabetçi bir biçimde üretebildiği ürün sayısı ve pazar çeşitliliği açısından dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alıyor. Kendi bölgemizde en yüksek ürün ve pazar çeşitliliğine sahip ülke olarak ayrışıyoruz. Ayrıca Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği düzenlemesi sayesinde de ülkemiz bir üst lige yükselmiş oldu. Türkiye bugün İtalya ile Çin arasında en büyük sanayi üretim ve ihracat kapasitesine sahip ülke konumunda. Özel sektörümüz yerel bir aktör olmanın ötesine geçti. Pek çok sanayi sektöründe, turizmde, yurt dışı müteahhitlikte, karayolu taşımacılığında dünyada ilk sıralarda yer alır hale geldik. Çevre coğrafyamızın tamamında yatırımlarımız, inşaatlarımız, makine parklarımız, ortaklıklarımız bulunuyor. Bunları daha da geliştirmek ve büyütmek elimizde. Rekabet gücümüzü artıracak yapısal reformlara devam etmeli, yeni büyüme hikâyemizi tüm dünyaya gösterebilmeliyiz. Yeşil ve dijital dönüşüm iş yapma şeklini ve malları üretme biçimini hızla değiştiriyor. Geleceğin dünyasında yerimiz olmasını istiyorsak biz de bu değişime ayak uydurmalıyız.