Çalışan Mutluluğu

Mutluluk Hangi Bileşenlerden Oluşuyor?

16 Ocak 2020

Mutluluk kavramını anlamak için tanımda yer alan bileşenleri de incelemek gerekiyor. Mutluluk kavramının yargısal ve bilişsel boyutu yaşam memnuniyeti iken, duygusal boyutunu da olumlu-olumsuz duygular oluşturuyor.

1. Yaşam Tatmini/Memnuniyeti
Yaşam tatmini veya yaşam memnuniyeti genel olarak kişinin belirli bir duruma ilişkin tatminini değil bütün yaşamını ve bu yaşamın tüm boyutlarını içerir. Kapsamında hayattan zevk almak, anlamlı bir hayata sahip olmak, hayatta amaç ve hedeflerinin olması ve bunlar için uğraşıda bulunmak gibi kavramlar yer alır. Yaşam memnuniyeti, günlük ilişkiler içinde olumlu duygunun olumsuz duyguya egemen olması şeklinde kısaca tanımlanabilir.

Yaşam memnuniyeti ve mutluluk birbirini hem tamamlayan hem de birbirinden ayrı düşünülemeyecek kavramlardır.  Kaliteli bir yaşam, memnuniyet ve mutluluk getirdiği gibi kalite, memnuniyetin ve mutluluğun bir sonucudur. Dolayısıyla da yaşamından genel olarak memnun olduğunu dile getiren bireyin mutluluğunun da önünde herhangi bir engel olmadığı sonucuna varılabilir.

Çoğu bilim adamı yaşam kalitesiyle mutluluğu ilişkilendirerek subjektif yaşam kalitesi ve mutluluğu aşağıda belirtilen üç kategoriye ayırmışlardır:

◉ Yaşam kalitesinin doğruluk, kutsallık gibi dış kriterlerle tanımlanmasıdır.

◉ Bilim adamları bireylerin hayatlarında neleri pozitif olarak değerlendirdiğine odaklanarak subjektif yaşam kalitesini yaşam memnuniyetiyle açıklamışlardır. Marcus Aurelius’a göre “kendisini düşünmeyen insan mutlu olamaz”. Shin ve Johnson ise mutluluğu “bir insanın hayat kalitesinin seçtiği kriterlere göre şekillendiğini” açıklayarak tanımlamıştır. Bu tanımlamalardan da anlaşıldığı üzere mutlulukla ilgili tanımlamalar bireyin amaç ve yaşam memnuniyetine uygun olmalıdır.

◉ Burada günlük hayata daha yakın olarak yapılan tanımlamaya göre subjektif  yaşam kalitesi duygusal deneyimlere bağlıdır.

Peki Türk halkı yaşamından ne kadar memnun?
Türkiye İstatistik kurumunun 2003 yılından beri düzenlediği “Yaşam Memnuniyeti” araştırması sonuçlarına göre Türk halkının mutluluğu sistemli bir şekilde her yıl düşüyor. Her ihtiyaç kendi çözümünü de doğurur her zaman. Bu sonuca baktığımızda “mutluluk” konusuna verilen önemin her geçen gün neden arttığını da daha rahat anlıyoruz. Toplumumuz mutsuz oldukça mutlu olmanın ve mutlu etmenin yollarını aramaya daha fazla odaklanıyor.

2. Olumlu ve Olumsuz Duygular:
İnsanın yaşadığı içsel deneyimler duygusallık kavramıyla açıklanmaktadır. Duyguların aşağıda belirtilen beş temel unsuru olduğu söylenebilir:

◉ Fiziksel (dışsal) ve psikolojik (içsel) uyarı,

◉ Genellikle zevk alma ya da almama şeklinde kendini gösteren hisler,

◉ Deneyimin bilinçli olarak farkında olmak ve değer vermek,

◉ Duygusal olarak açıklayıcı davranışlar,

◉ Duygusal davranışın çevresel sonuçları.

Duygular bir insanı biyolojik, psikolojik ve sosyal olarak bütünüyle kapsar. Duygular kişinin hedeflerine bağlı olarak tanımlanmaktadır. Olumlu ve olumsuz duyguların hepsi hedef odaklıdır. Kişi hedeflerine ulaşamadığında hissettiği duygulara olumsuz duygular adı verilmektedir.

Örneğin çok çalışıp da sınavı geçemeyen bir öğrenci hayal kırıklığı, sinir, suçluluk, utanç, düşmanlık, kıskançlık gibi olumsuz duygular hissedecektir. Okulundan başarı ile mezun olan bir kişi ise mutluluk, gurur, sevgi, memnuniyet gibi olumlu duygular hissedecektir.

Mevlana’nun bir şiirinde dediği gibi;
“Körün ayağına bir engel takıldı, yaygıyı yayan iyi yaymamış dedi. Yaygıyı yayan da, aaa kör dedi.”

“Kimseye suç yükleme, sen tutacağın yolu görmüyorsun.”

Günümüz dünyasında bireyler en çok zamanı çalışırken harcadığı için çalışanların duygusal durumlarına daha fazla önem verilmelidir. Bu nedenle duygular iş hayatının içinde yer alır ve iş hayatının ayrılmaz parçasıdır. Mutsuz bir birey iş ortamında meydana gelen olayları olumsuz bakış açısıyla algılama ve yorumlama eğiliminde olduğu için yaşadığı yoğun duygusal gerilimi ve temelde kendisi ile ilgili olan inançlarını (ne zaman neyi becerdim ki zaten ya da benden iş çıkmaz, ben böyleyim gibi) besleyeceği için mutsuzluk ve iş tatminsizliği yaratacaktır.

Koşullar ne olursa olsun olumsuz duygulanıma sahip mutsuz çalışanlar, yaşama dair olumsuz algı ve beklentileri nedeniyle, olumlu duygulanıma sahip çalışanlar kadar mutlu olmayacaklardır. Mutluluğun en önemli belirleyicileri ise;

◉ Olumlu bakış açısına sahip olma,

◉ Olumsuz bakış açısına sahip olmama,

◉ Hayattan memnun olma bileşenlerine ek olarak kişinin kendini gerçekleştirme, kişisel gelişimini sağlayabilme, hayata dair amaç ve hedeflerine ulaşmak için çaba sarf etmesidir.

YAZI HAKKINDA YORUMLAR
TİMDER Kurucu Üyesidir.