Çalışan Mutluluğu

Koronavirüs Döneminde Evden Mutlu ve Verimli Çalışmak Mümkün mü?

23 Haziran 2020

Tüm dünyayı etkileyen Koronavirüs salgınıyla birlikte 2. Dünya Savaşı’nı yaşamamış kişiler olan bizler hayatımızda ilk defa büyük bir krizle karşı karşıya kaldık.

Önce ne yapacağımızı bilemedik, insanlar eskisi gibi yaşarken, çalışanlar da işlerine devam etti sanki virüs Türkiye’de hiç yayılmayacakmış gibi davrandık ama her geçen gün vaka sayısıyla birlikte ölümler de artınca işin ciddiyetini anlayan bizler önlemler almaya başladık.

Sağlık için alınan el yıkama, sosyal mesafeyi koruma vb. önlemleri hepimiz ezbere biliyoruz. Hem ev hayatını hem de çalışma yaşamını etkileyen en önemli değişim evden çalışma oranının artması oldu. Evden çalışmak sadece çalışanı değil ailesini de yakından etkileyen bir süreçtir.

Evde görmeye alışık olmadığımız anneler, babalar, evlatlar evde bir çalışma düzeni oturtmaya çalışırken bakın neler yaşandı?
Zor bir dönem yaşıyoruz ama Türk ulusu daha zor dönemlerden geçti, ne savaşlardan başarıyla çıktı. 1 Nisan itibariyle tüm Türkiye’de evden çalışma oranı %84, hem evden hem de işten çalışma oranı %10 ve normal işe gitmeye devam edenlerin oranı ise %6 seviyelerindeydi. Evden çalışma önce bir lüks gibi göründü çalışanlara ama gerçekler hiç de öyle değildi. İş yerinde kurulan çalışma disiplinini evde kurmak hiç de kolay değildi!

Koronavirüs nedeniyle çok büyük bir kriz yaşıyoruz ama unutmamak lazımdır ki kriz birçok öğrenme fırsatını bünyesinde barındırır. Bu dönemde hepimize 2 büyük görev düşüyor;

Bu dönemde kendim ve sevdiklerim için ne yapabilirim?
Bu dönem de çalıştığım kurum için ne yapabilirim?

Peki nereden başlamalı, nasıl yapmalı?
1) Rutin yaşam şeklinizi bozmayın:
İlk yapılması gereken rutin yaşam şeklimizi bozmamaktır. Aksi durumda yani belli bir günlük rutininiz yoksa işlerin üstesinden gelmek sizi gereğinden fazla yorar ve hayallerinizi de sizden giderek uzaklaştırır. Evde kaldığınız için günlük çalışma rutininizi bozmayın. Gece yatma ve sabah kalkma saatlerinizi bir düzene sokun. Bu gibi dönemlerde her nedense herkesin yaptığı gibi geç saatlere kadar uyumayıp, ertesi gün geç saatlere kadar uyuma düzeni rutin yaşam şeklimizi bozarak hem fizyolojik hem de psikolojik sağlığınızı olumsuz etkileyecektir.

2) Gün nasıl başlarsa öyle gider. Güne 3K ile başlayın: 
3K: Kişisel bakım, kıyafet, kahvaltı. Evde kaldığınız için kişisel bakımınızı ihmal etmeyin. Unutmayın kişisel bakım çevreniz için değil kendiniz içindir. Kıyafetler insan psikolojisini etkiler. Sabahtan akşama kadar pijamayla oturmayın, iş kıyafeti kadar şık olmasa da rahat bir kıyafet giyerek güne başlayın.

3) Gününüzü planlayın: Ne zaman ev işleri yapıp ne zaman çalışıp mola vereceğinizi mutlaka planlayın ve o plana uyun! Aksi taktirde ya hep ev işine dalarsınız ya da hep çalışarak bitmez mesai saatleriyle hırpalanırsınız.

4) Çalışma ortamınızı oluşturun: Hepimizin evlerinde bir çalışma odası hatta masası bile olmayabilir. Önemli olan sesiz ve rahat bir ortam yaratmak ve kesinlikle televizyon karşısında rahat bir koltukta uzanarak çalışmamaktır.

5) Odaklanmanızı engelleyen kriterleri azaltmaya çalışın: Odaklanmanızı engelleyen en önemli etkenin televizyon ve sosyal medya olduğunu unutmayın, çalışırken her ikisinden de uzak durun. Çocuk sahibi aileler için çocuklara da günlük aktivite planı yapmak oyalanmalarını sağlarken, kaygılarını da azaltacaktır.

6) Zihinsel hijyeninizi koruyun: Zihinsel hijyen önemlidir. Çalışmaya mola verdiğinizde sosyal medyada yayılan felaket haberlerini okumak yerine iletişimi çeşitlendirip (iş arkadaşları, akrabalar, dostlar ile konferans ve görüntülü görüşmeler vb.) sosyalliğinizi koruyun.

7) Sonsuz mesai yapmayın: Evde olmak 7/24 bilgisayar başında çalışmak değildir. Mesai saati bitimi gibi evde de mesai saatinin başlangıç ve bitiş zamanı belli olmalı ve planlanan mesai saatine uyulmalıdır.

8) Geleceğini yarat: Evde kalıp, sabırla gerekli önlemleri alarak bu günlerin geçmesi için hep birlikte dua etmeliyiz. Yazının başında da belirttiğim gibi bu kriz döneminde hepimize büyük görevler düşüyor. Evde televizyon ve sosyal medyadaki haberlere dalıp sürekli kaygılanmak hem kendimizi hem de ailemizi olumsuz etkiler.

Bu günler geçecek eskisi gibi güzel günlere doğru ilerlerken bu süreci bir gelişim ve yenilenme dönemi gibi görerek geleceğimizi daha aydınlık kılmak için çalışabiliriz. Lütfen durun, düşünün ve hiç vakit kaybetmeden harekete geçin. Başlamanın yolu aşağıdaki 2 soruyu cevaplamaktan geçiyor;

◉ Bu dönemde kendim ve sevdiklerim için ne yapabilirim?

◉ Bu dönemde çalıştığım kurum için ne yapabilirim?

Hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.

YAZI HAKKINDA YORUMLAR
TİMDER Kurucu Üyesidir.