14 Temmuz 2023
Sürprizlerle dolu güncel ekonomiyi her gün yeni tecrübelerle yaşıyor, gerek şirket içinde gerek profesyonel çevremizle değerlendiriyor, ayrıca TİMDER Ekonomi Sohbetleri, bayi toplantıları gibi organizasyonlarda çok değerli ekonomistlerimizden dinliyoruz. Dünya ve ülkemizin mevcut analizlerini ve yapılması gerekenleri anlıyoruz, bu anlarda da “Tamam da biz ne yapacağız? diye soruyoruz! Ama içimizden kendi kendimize ama çevremize…
Ben de değerli ekonomistlerin tabiri ile basiretli tüccar vasfımla bu soruyu cevaplamaya çalışacağım.
Mevcut durum ve olumsuz beklentilere bakacak olursak:
• Ticari işletmelerin alım gücünün düşmesi
o Kredilerin kısıtlanması
o Faizlerin yükselmesi
o Ticari kartlarda taksit sayısının azaltılması
o DBS limitlerinin büyüme ve enflasyon paralelinde artmaması, hatta düşürülme ihtimalinin oluşması
o Sermaye yetersizliği
• Öz sermayenin ve kârın enflasyon muhasebesine göre hesaplanmaması
• Genel giderlerin artması
• İlk 6 ayda yapışkan enflasyon etkisiyle öne çekilmiş büyümeli satışların ikinci 6 aya etkisinin ne olacağı sorusu
• Tüketicilerin alım gücünün belirgin şekilde düşmesi, bunun yanında harcama iştahının azalması
• Tüketici kredilerinin ve kredi kartlarının limitlerinin yeterince açılmayacak olması
• Depolama ve nakliye başta olmak üzere lojistik sorunlarının ve ihtiyaçlarının artması gibi birçok sorun sayabiliriz.
Öncelikle sektör olarak çok şanslı olduğumuzu hatırlatmak isterim; muhtemelen çeyrek asır daha ülkemizin ciddi sayıda konut başta olmak üzere yeni yapılara ihtiyacı olacak. Konut ihtiyacı denince akla ilk olarak deprem konutları geliyor ki öncelik her zaman buradaki ihtiyaçların giderilmesi olmalı. Bu vesileyle depremde kaybettiklerimizin mekânları cennet olsun, yaralılara şifa ve milletimize sabır dilerim. Hem deprem bölgesinin yeniden inşası hem olası deprem bölgelerindeki riskli binaların yenilenmesi hem artan nüfus hem de aldığımız ve almaya devam edeceğimiz göçler nedeniyle sanırım önümüzdeki 25 yılda, mevcut bina sayımız kadar yeni bina yapmak zorunda kalacağız.
Ayrıca, yeni regülasyonlarla yenilenebilir enerjinin, binaların yalıtım seviyelerinin daha da iyileştirilecek olması, elektrikli araçlar için binalarda şarj istasyonlarının kurulacak olması da sektörümüzün iş ve ciro hacmini önemli ölçüde büyütecektir. Doğal gaz olmayan ilçelere de gazın götürülecek olması yine sektörümüze olumlu etki edecektir. Bunun dışında ihracat potansiyelimizin giderek arttığı gerçeği hem sektörümüze hem de cari açığa önemli katkı sağlayacaktır.
Bu kadar pozitif değerlendirmelerimden sonra;
Çözümü için çaba sarf ettiğimiz sorunlarımızın, firmalarımızın yaşamsal fonksiyonlarına zarar verecek, varlıklarını tehdit edecek güce sahip olmadıklarını ancak potansiyellerine ulaşmalarını engelleyen, büyümenin yolunu tıkayan aşılabilir engeller olduklarını itiraf etmekte mahsur görmüyorum.
Mevcut sorunların çözüme kavuşturulması, büyüyen dünyada güç kazanarak gerçek potansiyelimize ulaşmamıza zemin hazırlayacaktır.
TAMAM DA BİZ NE YAPACAĞIZ?
• Ticari işletmelerin alım gücünün düşmesine yönelik - eski usullere döneceğiz:
o Nakit satıp nakit alacağız.
o DBS & ticari kart yerine banka teminat mektubu ile vade yapacağız.
• Maliye, gerekli regülasyonu yapmasa bile bizler öz sermayeyi ve kârı enflasyon muhasebesine göre hesaplayacağız.
o Öz sermayesi yüksek ticari işletmeler için en kazançlı yatırımın işine yatırım olduğunu unutmayacağız.
- Ticari mal alımı, ticari arsa & bina alımı vb…
• Genel giderlerin artmasını önlemek adına;
o 2024 sonuna kadar zorunlu ihtiyaçlar dışında harcama yapmamaya çalışacağız.
o Birikim & seyahat gibi yüksek bütçeli ödüllere ara vereceğiz.
o Fayda analizi yapılamayan harcamalardan kaçınmalıyız.
o İşlerin bireyselden topluya kayacak olmasından ve dijitalleşmiş olmamızdan dolayı mevcut personellerle idare etmeye çalışacağız.
o Yeni ürün ve yeni dağıtım kanalları oluşturmaya çalışacağız.
• İkinci 6 ay da, deprem bölgesinin inşası ve doğal gazın yaygınlaşmasıyla ilk yarıyıl gibi büyüme ile geçecektir.
• Tüketicinin alım gücü ve iştahını artırmak için personelin maaşlarına enflasyonun üzerinde zam yapmalıyız.
• Depolama ve nakliye başta olmak üzere artan lojistik ihtiyaçlarımızı kamu, belediyeler ve lojistik şirketleriyle iş birliği içinde çözmeliyiz.