02 Ocak 2017
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda düzenlenen kusursuz sorumluluk hallerinden biri olan adam çalıştıranın sorumluluğu md.66’da düzenlenmiştir. Kusursuz sorumlulukta esas olan çalıştıranın kusuru bulunmasa dahi çalışanının üçüncü kişiye verdiği zarardan objektif olarak sorumlu tutulmasıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun 66. maddesine göre “Adam çalıştıran, çalışanının, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.
Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.”
Bu madde ile adam çalıştırana kendisinin emri altında çalışanının başkalarına zarar vermelerini önleyecek özeni gösterme yükümlülüğü yüklenmiş olup çalıştıran çalışanın bir başka kişiye hukuka aykırı fiiliyle vereceği zarardan kusuru bulunmasa dahi sorumlu tutulmuştur. Burada esas olan çalıştıranın emri altında ve ona bağlı olarak çalışan kişinin bulunması ve bu çalışanın işi gördüğü sırada üçüncü kişiye zarar vermiş olmasıdır. Adam çalıştıran gerçek kişi olabileceği gibi tüzelkişi de olabilir.
TBK 66’ya göre sorumluluğun şartları:
1) Üçüncü kişi bir zarara uğramış olmalıdır. Zarara ilişkin ispat yükü üçüncü şahsa düşer. Zarar kavramı, maddi ve manevi zararı kapsar.
2) Zarar, çalışanının hukuka aykırı fiilinden doğmuş olmalıdır. Zarar ile hukuka aykırı fiilin nedensellik bağını ispat yükü yine üçüncü kişidedir. Zarar ile çalışanın fiili arasında uygun nedensellik bağı yok veya kesilmişse, adam çalıştıranın sorumluluğundan bahsedilmez.
3) Üçüncü kişiye verilen zarar, emir altında çalışanın işini gördüğü sırada meydan gelmiş olmalıdır.
Madde düzenlemesinde öngörülen şartların varlığı halinde çalıştıranın objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmediği karine olarak kabul edilmiştir. Diğer bir deyişle md.66’daki şartların gerçekleşmesiyle adam çalıştıran için bir sorumluluk karinesi doğmaktadır. Bu sorumluluk karinesi yasada biri çalışana ilişkin diğeri işletme şartlarına ilişkin iki karine şeklinde düzenlenmiştir.
TBK md.66/2’ye göre çalışanın hukuka aykırı fiiliyle üçüncü kişiye verdiği zarardan çalıştıranın sorumlu olduğu karine olarak kabul edilen olguyu ancak çalıştıranın çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat etmesi halinde çürütülmüş olacaktır. Bunlardan birine ilişkin gerekli özenin gösterilmediği halde adam çalıştıran sorumluluktan kurtulamayacaktır.
66/3’te ise “Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.” denilmek suretiyle işletme şartına ilişkin karine kabul edilmiştir. Bu ihtimalde adam çalıştıran çalışanını seçmede, çalışana talimat vermede ve çalışanı denetlemede gerekli özeni göstermiş olmasına rağmen işletme şartlarının kötülüğünden dolayı çalışan kişi üçünü kişiye zarar vermiştir. 66/3’te kabul edilen bu olgu ise ancak çalıştıranın işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispatlaması halinde çürütülmüş olacaktır. Adam çalıştıran için öngörülen karineyi çürütmek için gerekli özenin gösterildiğine dair ispat kurtuluş beyyinesi olarak da adlandırılmaktadır.1
Adam çalıştıranın sorumluluğu kusursuz sorumluluk esasına dayandığı için adam çalıştıran zararın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını iddia ve ispat ederek sorumluluktan kurtulamayacağı gibi zarara ilişkin TBK md.51’de düzenlenen tazminatın belirlenmesinde de kusurun ağırlık derecesinin dikkate alınmasına ilişkin esas, adam çalıştıranın sorumluluğunda rol oynamayacaktır. Ancak adam çalıştıranın munzam kusuru (yanlış talimat verilmesi, bozuk araç kullandırılması vb.) söz konusuysa tazminatın indirilmesini sağlayan sebepler mevcutsa dahi (zararın meydana gelmesinde üçüncü kişinin de kusurunun bulunması) munzam kusur sebebiyle bu indirimden yararlanamayacak ve kendisinin sorumluluğuna ilişkin karineyi çürütme imkânı olmayacaktır.2
TBK md.72 uyarınca adam çalıştıranın sorumluluğuna ilişkin zamanaşımı “Zarar gören üçüncü kişinin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıldır. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”
Adam çalıştıranın zarara ilişkin tazminatı üçüncü kişiye ödemesiyle çalışana rücu hakkı doğmaktadır. TBK md.66/4’te adam çalıştıranın ödediği tazminat için zarar veren çalışana ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. İlgili maddede tazminatın ödenmiş olma şartı aranmış olup, ödemenin yasal yollar sebebiyle ödenmiş olması şartı aranmamıştır. Bu durumda mahkeme kararı bulunmaksızın yapılan ödemelerde de adam çalıştıran yaptığı tazminat ödemesine ilişkin olarak çalışanına sorumluluğu oranında rücu hakkına sahip olacaktır. Adam çalıştıranın çalıştırdığı kişiye rücu hakkı, TBK md.73 hükümlerinde düzenlenen zamanaşımına tabidir. “Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.”
Konuya İlişkin Yargıtay Kararları;
Zararın çalışanın hukuka aykırı eyleminden doğması ve zararla çalışanın eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunmasının yeterli olduğu / Mağaza sorumlusunun eylemi sebebiyle zarar oluştuğundan davalı şirketin sorumlu tutulması gerektiği;3
Eser sözleşmesine dayalı olarak üçüncü kişilere verilen zarara ilişkin davanın adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında değerlendirileceği / Hizmet kusuru olmadığı; 4
Zamanaşımı süresi haksız eylem aynı zamanda Ceza Kanununda ya da ceza hükümlerini taşıyan özel kanunlarda suç teşkil ediyorsa ve bu yasalarda bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi tayin edilmişse tazminat davası da ceza davasına dair zamanaşımı süresine tabi olacağı / Olaya uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği; 5
Yargıtay bir kararında: “Bilindiği gibi adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp, olağan sebep sorumluluğudur. Burada yasada adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklenmiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir. Adam çalıştıran, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Seçeceği yardımcı kişinin göreceği iş için vasıflı, yeterli eğitim görmüş, yeni bilgi, yöntem ve tekniği, özümsemiş ve izlemiş olmasını arayacaktır. Banka benim çalıştırdığım kişi gözü ile imzaları karşılaştırdı, sahte imza asıl imzaya çok benziyordu, onun için kendisi yanılmıştır diyerek sorumluluktan kurtulamaz. Banka, tabi ki bir grofoloji uzmanını istihdam etmeyecektir ancak çekildiği tarih itibariyle dahi yüksek meblağ içeren bir paranın talimat ile istenmesi halinde dışarıdan bir uzmanın yardımına pekâlâ başvurabileceği gibi, mudiye telefon, faks vs. ile durumu duyurmak suretiyle basiretli bir tacir gibi sahteciliği önleyici tedbirlere başvurabilirdi. Bu en basit tedbirlere başvurmaması Bankanın objektif özen görevini açıkça kötüye kullandığını kanıtlayan deliller olarak görülmelidir.” bankaların da adam çalıştıran olarak sorumluluğuna ilişkin bir karar vermiştir.6
Sonuç: Adam çalıştıran kişi Türk Borçlar Kanunu hükümleri gereğince çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat etmek zorundadır. Aksi halde üçüncü kişiye verilen zarardan sorumlu olur. Bir işletme kapsamında adam çalıştırma söz konusu ise, bu ihtimalde işveren (adam çalıştıran), işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.
Son olarak adam çalıştıran meydana gelen zararı sorumluluğu nedeniyle karşılaması halinde zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.
1) Prof. M. Kemal Oğuzman - Prof. M. Turgut Öz / Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt-2 10. Bası s.149-150
2) Prof. M. Kemal Oğuzman - Prof. M. Turgut Öz / Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt-2 10. Bası s.152
3) Yargıtay 3.HD 2012/23133 E. 2013/3 K.
4) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/7-673 E. 2011/2 K.
5) Yargıtay 3.HD 2014/9540 E. 2014/8361 K.
6) Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2015/15817 K. 2016/6449 T. 10.5.2016