Hukuken

Nedir Bu Hayvan Hakları Yasası?

30 Ekim 2024

Son dönemde ülkemizin gündeminde en çok yer alan konulardan bir tanesi de 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda yapılan değişiklik oldu. Gerek bahse konu yasa değişikliği öncesinde gerekse yasalaşmasından sonra çokça gündemde yer alan bu konuyu TİMDER üyeleri için hem özetlemek hem de aslında yapılan değişikliği ve dünyadaki örneklerini bir hukukçu gözüyle paylaşmak isterim.

Öncelikli olarak belirtmek gerekir ki ülkemizde Hayvanları Koruma Kanunu ilk kez 2004 yılında yürürlüğe girdi. 2004 yılında yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu, Türkiye’de hayvan haklarını düzenleyen temel yasadır. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununun amacı, kanunun gerekçesinde “hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.” şeklinde ifade edilmiştir.

2004 yılında yasalaşan bu gelişmeden sonra hayvan hakları alanında en önemli adımlardan biri ise 2021 yılında atılmıştır. Bu kapsamda, Hayvanları Koruma Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda birtakım değişiklikler yapılarak hayvanlar “mal” statüsünden çıkarılarak “canlı” olarak kabul edilmiştir. Bu gelişmeler ülkemizdeki hayvan hakları açısından bir milat niteliği taşımaktadır. Peki 30 Temmuz 2024 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan ve ülkemiz gündeminde büyük bir yer tutan Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un getirdikleri nelerdir?

Düzenlemede yapılan ilk değişiklik sahipsiz hayvan kavramının değiştirilmesidir. Yapılan değişiklik ile sahipsiz hayvan kavramı genişletilerek özellikle gönüllü vatandaşlar tarafından sokakta bakılmakta olan, kimi zaman sokakların ya da mahallelerin bir parçası olarak sayılan hayvanlar doğrudan sahipsiz hayvan kategorisine sokulmuştur. Bu kavram değişikliği ile yasanın tesiri altına aldığı ve “ötenazi” kategorisinin içine girmesi mümkün olan hayvan sayısı trajik şekilde artmıştır.

Düzenleme ile yapılan bir başka köklü değişiklik ise sokak hayvanlarının barınaklarda kısırlaştırılması, rehabilite edilmesi ve salınması yerine sahiplendirilinceye kadar barınaklarda tutulması zorunluluğudur.

Düzenleme ile gelen bir başka değişiklik de hayvanlara bakma kavramının ortadan kaldırılarak hayvanların ancak sahiplendirilmesi esası ile bakılabileceği yolunu açan değişikliktir. Bu yasa değişikliği ile hayvanlara sokakta bakma müessesi kanunla desteklenen bir müessese olmaktan çıkmıştır.

Düzenleme ile hayatımıza giren ve esas olarak en çok tartışılan konu ise hayvanların ötanazisi başlığı ile hayatımıza giren değişikliktir.  Kanunun 13. Maddesinde yapılan değişiklik ile aşağıdaki hükümler kanuna girmiştir:
“Bakımevine alınan hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı ve tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılır.

Sahipsiz hayvan popülasyonunun; kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturmasına veya hayvandan hayvana ya da hayvandan insana bulaşan hastalıkların görülmesine, su kaynaklarının yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde ilgili yerel yönetim tarafından sahipsiz hayvanlara ötanazi yapılır.”

Yapılan bu değişiklik ile sahiplenilmesi yasak olarak belirtilen binlerce hayvanın yerel yönetimlerce öldürülmesi kararlaştırılmış ve ayrıca bir önceki düzenlemede veteriner hekimlerin verdiği ötenazi kararı yerel yönetimlere bırakılmıştır.

Yukarıdaki maddeleri bir bütün olarak aldığımızda karşımıza çıkan tablo şu olmaktadır: Kanun gerekçesinde belirtildiği üzere ülkemizdeki sahipsiz hayvan sayısının 4 milyon olabileceği, buna karşın ülkemizde sadece 322 adet hayvan bakımevi bulunduğu, bu bakımevlerinin hayvan barındırma kapasitesinin 105 bin olduğu belirtilmiştir. Böyle bir durumda milyonlarca hayvanın toplanması halinde nerede ve ne şartlar altında tutulacağı kamuoyu tarafından sorgulanmakta ve endişe ile takip edilmektedir.

Bunun yanı sıra hayvanların ötanazi başlığı altında öldürülmesinin yolunun açılması ve bu konunun belediyelerin yetki ve takdirine bırakılması da hayvan severleri büyük bir endişe ile karşı karşıya bırakmaktadır. Peki ülkemizde gelişmeler bu yöndeyken dünyada ve Avrupa’da hayvan hakları konusundaki kanuni düzenlemeler nasıl?

Almanya
Sokaklarda sahipsiz kedi veya köpek bulunmayan Almanya’da ne Türkiye’nin terk etmeye hazırlandığı “yakala-kısırlaştır-sal” yöntemi ne de yeni düzenlemede yer alan ucu açık bir ötanazi uygulanıyor. Yasalar gereği ancak “yaşamlarını sadece acı ve ıstırap içinde sürdürebilecek olan tedavi edilemez hasta hayvanların” uyutulmaları mümkün. Ayrıca terapisi mümkün olmayan saldırgan hayvanlara da ötanazi uygulanabiliyor. Ancak bu durum sıkı kurallara tabi. Uyutma kararı verilmeden önce uygulanan terapi yöntemleri ve ötanazinin neden kaçınılmaz olduğunu açıklayan karara ilişkin kayıtlar, ileride bir inceleme gerekirse diye hayvanın öldürülmesinin ardından beş yıl süreyle saklanmak zorunda.

Yunanistan
Yunanistan dahil birçok Balkan ve Doğu Avrupa ülkesinde “yakala-kısırlaştır-sal” yöntemi tercih ediliyor. Sokakta bulunan ve kısırlaştırılıp tedavisi tamamlanan hayvanlar eğer belirli bir süre içinde sahiplendirilemezlerse alındıkları yere bırakılıyorlar.

İngiltere
Türkiye’de düzenleme tartışılırken İngiltere’deki uygulamalar sıkça gündeme geldi. Ancak iddia edilenin aksine, yakalandıktan yedi gün içinde sahibi bulunamayan her hayvana ötanazi uygulanması söz konusu değil. Bir haftanın sonunda hayvanlar yeniden sahiplendirilmek üzere ilgili kurumlara teslim ediliyor. Bazı durumlarda yıllar süren beklemenin ardından uyutma seçeneğine başvuruluyor.

Fransa
Evcil hayvanlarını sokağa terk edenlere 45 bin Euro’ya kadar para cezası uygulanıyor. Sahipsiz canlıların akıbeti konusunda son karar ise barınaklara bırakılıyor. Sokaktan alınan bir hayvan, sekiz gün içinde sahibi bulunamazsa barınağa ait sayılıyor. Veterinerler hastalık, tehlike veya başka nedenlerle barınaklardaki hayvanlara ötanazi uygulanmasını isteyebiliyor.

İspanya
Fransa’ya benzer para cezaları burada da uygulanıyor ancak İspanya, yıllık olarak en fazla köpeğin terk edildiği ülkeler arasında yer alıyor. Ülkede 2022 yılında yaklaşık 170 bin köpek terk edildi veya kayboldu. En yaygın neden istenmeyen yavrular olarak görülüyor. Yine de ülkede yaygın bir başıboş köpek sorunu bulunmuyor. 1.500 barınak bulunan ülkede köpekler ancak tedavi edilemez bir hastalık yüzünden acı çekmeleri halinde öldürülebiliyor.

İtalya
İspanya ve Polonya gibi İtalya’da da ötanazi yalnızca tedavisi mümkün olmayan hastalık halinde uygulanabiliyor. Ülkede sokak köpeklerinin öldürülmesi 1991 yılında yasaklandı.

Romanya
Türkiye’de yaşanmasından korkulan toplu ötanazi uygulamasının bir benzeri yakın dönemde Romanya’da gerçekleşti. Yaklaşık 600 bin sokak köpeğinin yaşadığı sanılan ülkede 2001’de, hükümet kararıyla toplu ötanazi uygulaması başladı. Yakalandıktan sonra 7 gün içinde sahibi bulunamayan hayvanlar uyutuldu. 2013 yılında yapılan yeni yasa ile 7 günlük süre 14 güne çıkarıldı.

YAZI HAKKINDA YORUMLAR
İlk Siz Haberdar Olun!
Kayıt Ol Sektörde yaşanan gelişmelerden öncelikli haberdar olmak isterseniz aşağıya e-posta adresinizi yazmanız yeterli.
TİMDER Kurucu Üyesidir.