13 Temmuz 2023
Bütünsel liderlik anlayışı etkili karar vermeyi gerektirir. Belki de lideri, yöneticiden ya da herhangi bir kişiden ayıran en önemli özelliklerinden biri de karar verme konusunda gösterdiği etkili tarzıdır.
Karar verme bir sanattır. Kararsızlık belirsizlik demektir. Belirsizlik, kriz ve kaos durumlarının başlangıcı olarak tanımlanır. Konuya bir örnek vererek başlayalım. Filozof Buridan, hem aç hem susuz olan bir eşeğin kendisinden eşit uzaklıkta iki yanına konulmuş olan su ve saman balyası arasında hangisini önce seçeceğine karar veremediği için hem açlıktan hem de susuzluktan öldüğünü yazmıştır.
Aristoteles, “Kendi kendine karar veremeyenin ahlaki sorumluluğu da olmaz.” sözüyle karar vermeyi insan olmanın bir gereği kabul etmiş, Albert Camus ise “Hayat, yaptığınız seçimlerin toplamıdır.” diyerek verdiğimiz kararların sonunda hayatımızın ta kendisini oluşturduğunu belirtmiştir.
Yani ister Antik Yunan’dan ister modern Avrupa’dan bir düşünüre sorun, coğrafya ve zaman değişse de alacağınız cevap hiç değişmeyecektir. Karar vermek insan olmak demektir, çünkü karar bizi diğer canlılardan ayıran irade ve sorumluluk mekanizmalarını içinde barındırır.
Sorumluluk mekanizması sizi karar vermeye iterken, karar sürecinde iradeyi yanı başınızda görürsünüz. Düşünme eyleminin bitişi ile harekete geçmenin başlangıcı arasında bulunan ve bu ikisini birbirine bağlayan karar noktası olmasaydı, ya sonsuza kadar düşünür hareket etmez ya da düşünmeden hareket edip zarara uğrardık. Esasen, takdir veya gıpta ettiğiniz insanların sizde bu duyguları uyandırmalarının temel sebebi, aldıkları kararlar ve bunları uygulamalarından başkası değildir.
Tıpkı insanlar gibi, işletmelerin değeri de aldıkları ve uyguladıkları kararların toplamından ibarettir. Organizasyon genelindeki üst düzey yöneticiler ve müdürler gerekli kararları almadıkları ve doğru bir şekilde uygulamadıkları müddetçe işletmenin aktiflerinin, kapasitelerinin ve yapısının hiçbir değeri yoktur. Bir işletme hayal edin ki, hangi pazara gireceğine ya da hangi pazardan çıkacağına karar veremiyor, elindeki sermayeyi ve yetenekli çalışanlarını nereye tahsis edeceğini seçemiyor, neyi satın alıp neyi satması gerektiğini bir türlü kesinleştiremiyor. Bu işletmenin başarılı olma ihtimali yüzde kaçtır? Ya da öyle bir ihtimal var mıdır? Bu noktada, zaman zaman yönetici kelimesinin yerine karar verici kelimesinin niçin kullanıldığını anlamak güç değildir. Karar vermek ve verilen kararları yönetmek yöneticinin bizzat birinci dereceden işidir.
Yönetici, diğer bir adıyla karar vericinin kalitesi ile verdiği kararların kalitesi arasında şüphesiz kuvvetli bir ilişki vardır. Kısacası yönetici olarak sizi vezir eden de rezil eden de verdiğiniz kararlardır. Kararın kalitesi yönetici olarak kişisel yeteneklerinize bağlı olduğu gibi, karar sürecinde sizin için çalışanların performanslarına da bağlıdır. Şöyle ki, bir karar alacağınız zaman çeşitli verilerden, istatistiklerden, raporlardan, saha ziyaretlerinden faydalanmanız gerekebilir. Çalışanlarınız bu dokümanları ne kadar iyi hazırlarlarsa, yani sizi durumla alakalı ne kadar iyi bilgilendirirlerse vereceğiniz kararlar da o kadar sağlıklı olur. Alternatiflerin açıkça belirtilmediği, doğru bilgilerin toplanmadığı, fayda ve maliyetlerin düzgün ağırlıklandırılmadığı raporlar size destekten çok köstek olacaktır.
İnsanlık tarihinden bu yana, hız kavramına günümüzde atfedildiği kadar önem atfedilmemiştir. Küresel rekabet ortamında başarılı olmanın neredeyse birinci şartı haline gelen hız, karar sürecinin başarıya ulaşmasında da büyük rol oynar. Siz bir pazarda aktif olmaya karar verene kadar, rakipleriniz pazara giriyor ve hedef kitlenizi ele geçiriyorsa bir yerlerde hata yapıyorsunuz demektir. Kendi kararlarınızı almakta hızlı davranmanız gerektiği gibi, yöneticilerinizin de acele etmeksizin hızlı karar vermek ve onları istikrarlı bir şekilde hayata geçirmek için ihtiyaç duyacakları becerileri geliştirmelerine yardımcı olmalısınız.
Zeki işletmeler, bireylerin kapasiteleri ile organizasyonun karar verme sürecindeki taleplerini iç içe geçirir.
Bu insanların zaman içinde daha iyi birer karar verici olmaları için gereken becerilere sahip olmalarını sağlamak amacıyla ne kadar gerekiyorsa o kadar yatırım yaparlar.
Alınan kararlar bire bir uygulanıyor mu yoksa karardan aksiyona bir türlü geçilemiyor mu? Karar sürecini gözden geçirirken kendinize sormanız gereken en önemli sorulardan biri budur. Bu soruyu uygun şekilde yanıtlamak için yapmanız gereken şey, aldığınız kararların çalışanlarınız tarafından içselleştirilmesini sağlamak, onları işlerin karar verdiğiniz şekilde yürümesi gerektiğine ikna etmek ve düzgün işleyen bir takip sistemi kurmaktır. Aksi takdirde, toplantılarda heyecanla aldığınız kararların, toplantı odasının dışına çıktığını görmeniz mümkün olamayacaktır.
Yöneticilerin kritik kararları alırken ve uygularken ne kadar çaba gösterdikleri bir anlamda karar sürecinin işletmeye ne denli entegre edildiğiyle ters orantılıdır. Kritik kararların alınması ve uygulanmasıyla ilgili görevlerin ve sorumlulukların net bir şekilde belirlenmesini sağlamak için tüm karmaşık organizasyonların yönetilebilir parçalara bölünmesi şarttır. Aynı zamanda işinizdeki değer kaynaklarına bakıp makro yapınızı onların etrafında organize ederek işletmenizdeki önemli kararların neler olduğunu belirlemelisiniz. Bu sayede kimin hangi kararları alacağı belirginleşecek ve kişilerin fazla çaba sarf etmeden karar vermesi sağlanacaktır.