03 Ağustos 2024
Örneğin; Siz kendinizi ne kadar dinlersiniz? Aklı başında risksiz bir sunumu mu yoksa risk aldığınız farklı bir sunumu mu tercih edersiniz?
Diyelim ki önemli bir sunumunuz / hitabetiniz olacak ve benimle özel olarak çalışmak istediniz. Bu durumda size soracağım ilk soru budur. Eğer birinci seçenekten yana seçiminizi kullandıysanız muhtemelen çalışamayacağız. En başarılı sunumlar, daima risk içerir ve unutulmayacak bir hale dönüşebilmeleri için mutlaka risk almak gerekir.
İnsanlar söylediğiniz her sözü otomatik olarak anlayamazlar. Onlar sadece kişiler değil, sizin konuştuğunuz konu hakkında çok çeşitli görüşleri olan kişilerdir.
Bir sunum öncesi özgüven eksikliğinin sinyalleri:
• Eleştiriden çok rahatsız olma ve rahat olamama
• Suçlayarak savunma eğilimi gösterme
• Rekabetten hoşlanmama
• Yalnızlık ve çekingenlik
• Yeni işlere ve insanlara kuşku ile yaklaşma
• Kendini zaman zaman değersiz hissetme
• Diğer insanları yüceleştirme
• Kendi gücüne inanmayarak çoğunlukla kendini küçümseme
• Sıklıkla negatif içsel konuşma
• Kontrolsüz davranma ve o an bunun farkında olamama
• Yeniliklerden uzak kalmayı isteme
• Konfor alanının dışına çıkmak istememe
• Sürekli kendini başkalarıyla kıyaslama
Ve daha burada yazmadığımız pek çok sebep var.
Sunum, başlı başına bir aksilikler yumağıdır, ne kadar hazırlık yaparsanız yapın, mutlaka hoşunuza gitmeyecek, beklemediğiniz bir şeyle karşılaşma durumunuz olacaktır. Önceden hazırlıklı iseniz oluşabilecek bu sorunlarla baş etmeniz daha kolay olacaktır, çünkü daha soğukkanlı davranacaksınız ve bunu sizi dinleyen kişilere hissettirmiş olacaksınız. Sizi dinlemeye maalesef herkes istekli gelmeyecektir. İşte bu gibi durumlarda coşku ve heyecanınızı karşı tarafa aktarmanız gerekir.
Gönülsüz gelenleri gönüllü hale getirmek
• Konuyu onlar için ilginç bir hale sokun
• Olaya kenarından dahil edin
• Zor sorular sormayın
• Her şeyi baştan söyleyin
• Kontrolün sizde olduğunu gösterin ama korkutmayın
• Heyecanla ve istekle konuşun
• Konuştuğunuz şeye aşık olun
Bunun için elbette kendinize sormanız gereken bazı önemli sorular var:
Hitabet öncesi 5 odaklanma sorusu nedir?
1) Neden buradayım?
2) Beni neden dinlemeliler?
3) Onlara başka birinden alamayacakları ne önerebilirim?
4) Konuşmamın sonunda ne olmasını istiyorum?
5) En düşük hedefim ne?
Bizim için her konuşma bir sunumdur. İster 2, ister 20, ister 200 kişiye yapılsın. Sayıca çok kişiye yapılan konuşmalar bilinenin aksine daha rahat olur, çünkü konuşmanızı kesemezler, ilgisiz olan bazı dinleyicilere gözünüz takılmaz. Ancak az kişiye yapılan sunumlarda bu durum söz konusu değildir. Konuşmanız sık sık kesilir.
Sunumlarda sesi doğru kullanmak önemli bir yer tutar. Sesimizi bir müzik enstrümanı gibi düşünerek ayrı ton ve tınılarla konuşmalıyız.
İşte hitabette kullandığımız temel tekniklerden bazıları:
Konuşmada hece uzunluğu nedir?
Sesli bir harfin söylenmesi sırasında geçen süredir, heceleri normalden fazla uzatmak ve doğru vurgu yapamamak bir hece uzunluğu hatasıdır.
Konuşmada susku nedir?
Kelimeler arasındaki anlamlı duraklamalardır. Çok kısa süreli yapılan susku, konuşmacının tereddüt geçirdiğini göstermez aksine konuşmaya anlam katar.
Konuşmada tartım nedir?
Sözden ve suskudan oluşan düzenlemedir. Konuşmanın hareketliliğini ve canlılığını gösterir sözcükleri kopuk kopuk söylemek yapılan bir tartım hatasıdır.
Konuşmada temponun önemi nedir? Ne kadar etkilidir?
Konuşmadaki hızı gösterir, çok hızlı ya da çok yavaş konuşmak bir tempo hatasıdır.
Hitabette; başarılı bir sunum için kullanılan tekniklerden biri “Story Telling” olarak da bilinen hikaye anlatıcılığıdır. 22 Ekim Salı günü 19:30’da “Sunum Etkinliği ve Hikaye Anlatıcılığı” isimli interaktif online seminerimize lütfen şimdiden ajandanızda yer açmayı unutmayın.
Detaylı bilgi ve kayıt formuna www.timderakademi.com üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kurucu Üyesidir.
