Sorun Kimdeyse Çözüm Ondadır

03 Mayıs 2021 Pazartesi

Diğer Köşe Yazıları

Neden bazı insanlar dağlara tırmanıyor?

Bazıları ise metrelerce koşuyor?

Ve bazıları da sadece oturuyor?

Peki, milyonlarca insan her gün neden işe gidiyor?

Tüm bu soruların cevabı: “MOTİVASYON”

Motivasyon bir yaşam ve yönetim biçimidir, sayesinde insanlar zoru başarabilir. Motivasyon insan davranışlarını yönlendiren içsel güçtür, mevcudiyetinde insanları dağlara tırmandırır, kilometrelerce koşturur, yokluğunda ise saatlerce, günlerce bir koltukta boş boş oturtabilir. Motivasyon insanı belirli bir amaca doğru yönlendiren bir güçtür.

Mart 2020’den beri içinde bulunduğumuz koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan pandemi dönemi çoğumuzu mutsuz etti. Salgın hastalıkla tüm dünya mücadele ederken her gün artan belirsizlik, değişen yaşam ve çalışma şartlarımız evden çalışma oranlarını arttırdı ve iş ve ailenin iç içe geçmesi sonucunda da çatışmalarımız artış gösterdi.

Esnek ve kısmi çalışma modelleri ile eskisinden daha fazla kendimize zaman ayırdık ve düşündük. Düşünürken de hayatımızı, seçimlerimizi ve işimizi tekrar tekrar masaya yatırdık:
◉ Neden bu işte çalışıyorum?
◉ Hayat ne kadar anlamsız…
◉Ölüm bu kadar apansız ve yakınken, vaktimi sadece çalışarak geçirmişim yıllarca.
◉ Kendi işimi mi kursam?
◉ Danışman mı olsam?
◉ Çalışmadan sosyal medyadan girişimcilik mi yapsam?
◉ Yurt dışına mı gitsem?
◉ Organik tarım mı yapsam?

Son dönemde en fazla duyduğum ve bana danışılan konu iş ve kariyer değiştirme oldu. Hepimizin hayattaki deneyimi, eğitimi, seçimleri ve istekleri farklı ama ortak paydada hepimiz mutlu olmak istiyoruz. Mutlu eden kriterler ve mutluluğa ulaşma yollarımız farklı.

Kimimiz aylık maaşı belli, sorumluluğu fazla olmayan bir işte azıcık aşım kaygısız başım misali mutlu olurken, kimimiz de her gün yeni fırsatların ve risklerin yaşandığı, dinamik, hırslı ve belirsiz çalışma ortamlarında mutlu oluyor. Hangi çalışma şeklinin veya ortamının mutlu edeceğini en iyi kişinin kendisi bilir ama burada ihmal edilen nokta şu oluyor: Kendi seçimlerimiz sonucunda sahip olduğumuz işten mutlu olmadığımızda harekete geçmiyoruz, şikâyet etmeye ve mutsuz olmaya devam ederek çalışıyoruz.

İnsanları diğer canlılardan ayıran en temel iki özellik; sahip olunan akıl ve iradedir. Kendi aklımızla ve irademizle seçtiğimiz iş zamanla bizi üzen bir etkene dönüşebiliyor. Şunları dediğinizi duyar gibiyim; “Ama yıllar içinde maaşım çok azaldı, bir türlü terfi alamadım, hak ettiğim değeri bulamadım, torpilliler aldı yürüdü ben emek sarf ederek yerimde saydım...” bu sözlerinizin hepsinde haklı olabilirsiniz ama unutmayın hayatımızın %80’ini kaplayan çalışma yaşamı tüm yaşamımızdaki mutluluğa da yön veriyor. İş yaşamındaki mutsuzluk özel yaşamı da direkt olarak etkiliyor. Peki, kritik soru şudur; maddi anlamda da para kazanmaya ihtiyacımız varsa mutsuz da olsak çalışmaya devam etmeli miyiz?

Mevlana’nın çok sevdiğim bir sözü var; “Sorun kimdeyse çözüm ondadır.”  Yıllardır hep söylerim işi en iyi sahibi bilir ve herkesin mutluluk formülü kendi içinde gizlidir. Kendi çözümünüz ve mutluluk formülünüz kendi içinizde gizli.

Şimdi elinize bir kâğıt kalem alın;

1) Mevcut işinizde sizi memnun etmeyen, mutsuz eden kriterleri tek tek yazın.

2)Sonra bunları değiştirebilecekleriniz, iyileştirebilecekleriniz ve kabul edebilecekleriniz olarak kategorilere ayırın.

3) Değiştirebilecekleriniz için neler yapabileceğinizi düşünün.

4) İyileştirebilecekleriniz için neler yapabileceğinizi düşünün.

5) Kabul edebileceklerinizi ise düşünmekten ve bunlar nedeniyle mutsuz olmaktan vazgeçin.

6) Hemen değiştirebilecekleriniz ve iyileştirebilecekleriniz için eyleme geçin.

7) Bir mucize beklemeyin, adım adım ilmek ilmek ilerleyin.

8) Baktınız her şeye rağmen olmuyor; halen bulunduğunuz yerden memnun değilseniz, hayat çok kısa, zaman hızla geçiyor, sızlanmayı bırakın ve harekete geçin. Unutmayın! Siz bir ağaç değilsiniz.

HABER HAKKINDA YORUMLAR
TİMDER Kurucu Üyesidir.